T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI Kırklareli İl Halk Kütüphanesi

Tanıtım

               Kırklareli’nin çok eski zamanlara dayanan bir târihi vardır. Kırklareli-Aslıbey arasında üç sun’î tepe olduğu gibi Aşağıpınara-Eriklice Köyleri arasında höyükler ve mezarlar bulunmuştur. Hititler, Boğaz ve Marmara Denizinin doğu sâhillerine kadar uzanıp Trakya denilen bu bölgeye geçmemişlerdir. Bu bölge târih sahnesine Traklarla girmiştir. Traklar, Trakya’ya adını veren fakat bugün yok olan bir kavimdir. Traklar M.Ö. 1200-513 arasında bu bölgede yaşamışlardır. Traklar Önasya ve Tuna dolaylarından gelen Türk kavimleridir. Traklar gibiÇanakkale civârında yaşayan Truvalılar da Türk asıllıdır. ABD Harvard Üniversitesi profesörü Calvert Watkins, Truvalıların konuştukları Luvian dilinin Hitit dili ile aynı kökten olduğu, Hititler gibi Truvalıların da Türk kavimleri olduğunu Truva Kralı Priam ile oğlu Paris isimlerinin de aynı kökten geldiğini târihî vesikalarla isbat etmiştir. Fransız ilim adamlarından Montaigne de Denemeler isimli eserindeTruvalıların Türk kavmi olduğunu söyler. M.Ö. 1200’lerde Firikler bu bölgelerden Anadolu’ya geçtiler. 

               M.Ö. 700 yıllarında Türkistan Stepleri ve Hazar Denizi civarında göçebe olarak yaşayan İskitler Romanya ve Bulgaristan üzerinden Trakya’ya indiler, Traklarla kaynaştılar.Uzun müddet birlikte yaşadılar. İskitler o tarihte atı en iyi şekilde kullanan milletti. Pers hükümdarı Dariyus (Dara) 170.000 kişilik bir ordu ile 600 parçalık bir donanma hazırladı. İskitleri yenip, Anadolu’yu, Kafkas ve Karadeniz mâdenlerini, kalay ve ambar (hububât) yolunu, Trakya ve Balkanları ele geçirip İtalya’ya uzanmak istiyordu. Kendisine İyonyalılar da yardım ettiler. Dariyus Vize’ye kadar geldi. Vize’de konaklayıp Kaynaren üzerinden Bulgaristan’a girdi, fakat Tuna boyları ile Karadeniz kıyılarını alamadı. İskitler sık ormanlar içinde gerilla savaşı yapıp gözükmüyorlardı. Dariyus’un bu büyük seferi neticesiz kaldı. Merkezi Vize’de olan “Trakya Straplığı” kurdu ise de 25-30 sene devam etti. Atina Devleti M.Ö. 440’ta Persleri yenince burası Atina Devletinin eline geçti. 

               Makedonya Krallığı M.Ö. 336’da Yoğuntaş (Polos) civârında Atina Devletini yenerek bu bölgeyi ele geçirdi. Makedonya Kralı Filip’in oğlu İskender, Pers Devletini yıktı. Hindistan’a kadar uzanarak, Anadolu gibi bu bölge de Makedonya Krallığının hâkimiyetine geçti. 

               Makedonya Kralı İskender’in ölümü Roma Devletinin yayılmasına sebeb oldu. Roma İmparatorluğu M.Ö. 168’de Trakya’ya girdi. Vize ve Pınarhisar’a kadar sokuldular. Trakların güçlü savunması karşısında Vize’de Roma İmparatorluğuna bağlı “Doğu Trakya Krallığı”nın kurulmasına M.Ö. 72’de râzı oldular. Bu krallık fazla yaşamadı. M.S. 46 senesinde Romaİmparatoru Klaudus, Doğu TrakyaKrallığına son verdi. Vize, Lüleburgaz, Babaeski ve Karıştıran bölgeleri Roma’ya ilhak edildi. Roma İmparatorluğu M.S. 395’te parçalanınca bu bölge Doğu Roma (Bizans)nın payına düştü. 

              Osmanlı Devleti Kırklareli’yi, Sultan Birinci Murad Hüdavendigâr zamanında 1362’de fethetti. Bizanslılar geri alınca Sultan Birinci Murad Han 1363’te Edirne ve Kırklareli’yi tekrar fethetti. 1402 Ankara Savaşı ile Osmanlı Devleti sarsıntı geçirdi. Burası Fetret Devrinde Süleyman Çelebi’nin ve 1411’de kardeşi Musa Çelebi’nin eline geçti. 1413’te Çelebi Sultan Mehmed bütün Rumeli’yi alıp, bölünen Osmanlı Devletini yeniden birleştirdi. Çelebi Sultan Mehmet Han ile Sultan İkinci Murad Han zamanında, Mustafa Çelebi burasını ele geçirmiş fakat tutunamamıştır. 

              1878 senesine kadar çok sakin bir yer olan Kırklareli, İstanbul ve Edirne gibi iki büyük şehir arasında kaldığı için fazla gelişememiştir. Kırklareli merkezi Sofya’da bulunan geniş Rumeli Beylerbeyliğinin (eyâletinin) 26 sancağından (vilâyetinden) birinin merkezi olmuştur. Vize de sancaktı. Tanzimâttan sonra Kırklareli, Edirne vilâyetinin (eyâletinin) altı sancağından birine merkez oldu. Yedi kazası vardı. 1876-1878’de birkaç ay Rus işgalinde kaldı. Ayastefanos Muâhedesine göre Kırklareli Osmanlı Devletine bağlı fakat iç idâresinde muhtar Bulgaristan Prensliğine veriliyordu. Berlin Muâhedesinde Ayastefanos Muâhedesi iptâl edildi. Kırklareli yine Osmanlı Devletine bırakıldı. 

               Balkan Harbinde 28 Eylül 1912’den 8 Temmuz 1913’e kadar 9 ay 10 gün Bulgar işgalinde kalmıştır. Balkan Harbinin mühim muhârebeleri bu bölgede, Pınarhisar ve Lüleburgaz civârında olmuştur. Türk ordusu Çatalca’ya kadar çekilmek zorunda kalmıştır. Birinci Dünyâ Harbinden sonra Yunanlılar, Kırklareli ve çevresini işgal ettiler. Şehir iki sene Yunan işgal ve istilası altında kaldıktan sonra 10 Kasım 1922’de Türkler tarafından geri alınmıştır. Bulgar ve Yunanlılar Kırklareli ve çevresini baştan aşağı yakıp, yıkmış ve yağma etmiştir. Halkın büyük kısmı göç etmiştir. 1924 Lozan Muahedesi (Antlaşması) ile Kırklareli’nde bulunan Yunan ve Bulgar azınlık iâde edilmiştir.


KAYNAK:http://www.cografya.gen.tr/tr/kirklareli/tarihce.html